Devious Journal Entry

Aşağıda avatarları olan arkadaşlarıma sesleniyorum; Bu projenin amacı bana şiir yazdırmak değildi hatırlatırım...Amaç aynı kelimeleri kullanmak koşuluyla herkesin birer şiir denemesi yapmasıydı. Bu şekilde kelimelerin herbirimizde yol açacağı çağrışımları izlemekti. Sanırım ben de yeterince açık anlatmadım amacı. özür dilerim... ''Pamuk eller klavyeye, hadi!''


telaş /niantu
sadakatsiz /St-Ecce
tıkandım /zeip
istikrar /merdiven6ndaki
kızıl kıyamet /Tuv
bulutlar nereye gider /bmkoc
kükürtlü kalem /ozgurakarsu
acizane /sattblau
cenin /selfregion
dönmemecesine /lactamento
soyka /aysepisgin
gezgin /7Rodyan3-GzD
derin /fiyonk14
istiridye /DuyguChan
sezgi /Sirena7

TELAŞlıydın
SADAKATSİZ bakışların
KIZIL KIYAMETe bürünüyordu
TIKANDIM…

Şu BULUTLAR NEREYE GİDER dedin
DÖNMEMECESİNEdir onlar diyemedim…

SEZGİlerim ACİZANE bir CENİN gibi
SOYKA bir GEZGİN gibi
İSTRİDYEyeden gözlerine
DERİN derin gömüldü…

KÜKÜRTLÜ KALEMle nasıl resmedildiysen
Öyle İSTİKRARLIydın boyluboyunca…

bir Kükürtlü Kalem kokusuyla yayıldı etrafa
Cenin
ardından Acizane bir ruh
sallanmaya basladı tekrardan
İstikrarlı bi biçimde
Derin Gezgin
Kızıl Kıyamete dogru basladı bir yolculuga
Sezgi Sadakatsizdi
Terketti Telası
Dönmemecesine
bir kabuk yaptı kendine
bir sıgınak
korunaksız
ve
gecirdi bu İstiridyeyi üstüne
giydigi bu kabuk
beden için pek buyuk
nacizane ruh icin ise
pek kücük
geldi kendisine
Tıkandı beraberinde
tıkandı beraberliginde
attı elini
cebine
buldu farkındalıgı yerine
kücük bir fısıltı
cınladı beynınde
zor olan ölümden kalan esyaydı üstünde
'Soyka'
bir nefes aldı
bir nefes verdi
takipteydi verdigi nefesle
ve
gökyüzü apacık belirdi benliginde
sahi dedi
Derin Gezgin

BULUTLAR NEREYE GİDER?

TIKANDIM...Saplandım…
Olduğum yere çakılmaktan öte geçmeliydi sükunetimdeki kadın,sayfalara ağladım,
KIZIL KIYAMET ruhumda,SADAKATSİZ bir dokunuşla büyüyordu yanılgılarım..
Öyleyse yokluğum tescilli,DERİNliğimde bitkin bir ben daha vardım benden içeri,
İSTİKRARını gözetmeksizin adımladığım bir yol vardı belki sularımda,gidip de dönülesi...

Masanın üzerine ilişti bakışlarım,KÜKÜRTLÜ KALEMleri sordum sana,
"Sen mi aldın tanrı,sen mi çaldın birini daha?"desem cevap vermezsin çocuğuna
SEZGİlerimde yanılmıştım,çocukluğum bir adamın ellerinde donuktu,belki biraz solgundu
Sana koşma hevesiyle bile bacaklarım yorgundu,düşürdüğüm sesler buruktu.

Bilirim,sana dokunamam,dokunulmazlığında is lekesi elimin ACİZANE parmak izi,
Gökkubbede bir TELAŞ,ruhumda bir kesik boydan boya,BULUTLAR NEREYE GİDER diye sordu içimde birileri...
Belki de bir CENİN,daha da küçük,küçücük bir leke ile geçmişi,geleceğinden sıyırdığım bir an,
Doğurabilirdim,yeniden,
Doğrulmadan yerimden…

Belki GEZGİNdi bir yanım,serüvensever ruhlardandım yanmadan önce,
Topla git cenazeni cehennemine,tek bir SOYKA dahi bırakma bu gezegende.
Topla İSTİRİDYElerini,tüm açma halkalarını ve bilyelerini çocuk,
Tanrının evinde soluklan bu gece,

TIKANDIM…Saplandım…
Olduğum yere çakılmaktan öte geçmeliydi sükunetimdeki kadın,
Sayfalara ağladım…
Masanın üzerine ilişti bakışlarım,
KÜKÜRTLÜ KALEMleri sordum sana,
"Sen mi aldın tanrı,sen mi çaldın birini daha?"
Desem cevap vermezsin çocuğuna…
Topla
İSTİRİDYElerini,tüm açma halkalarını ve bilyelerini çocuk,
Belli ki yasak denilen elmalardan bir ısırık daha,
Tanrının evinde soluklan bu gece,
Git cocuk,bir daha DÖNMEMECESİNE,
Ölümüne…
Doğurabilirdim,yeniden,
Doğrulmadan yerimden…
Bir bakışına daha,
Yenilmeden…
Doğurabilirdim,yeniden,
Doğrulmadan yerimden…

Daha ilk soluklarımda tıkandım
Sensizlik ölüm!
Kefensiz,topraksız,yaşsız
Ve çok zamansız
...
Cenin doğuran bir rahim şimdi bu kent
Bak kızıl kıyamet gök kubbe
Bilmem,
Bulutlar nereye gider
….
Sen dönmemecesine gittin,
Ben dönmeyeceğini bile bile bekleyendim.
Nacizane ben seni sevdim.
Acizane,
sen beni bilemedin
Fazlaca istikrarlıydı bakışlarım,telaşlı…
Anladım ki
sadakatsiz aşklara sığmıyormuş benim gözlerim
Sen dibi buğulu,koyu,derin deniz
Ben kumlar altında gezgin istiridye
Sevgisiz ve sezgisiz
….
Geride yitik ,soyka ben
Öznesizler,
Bir kağıt,
Bir kükürtlü kalem,
Bir de sen.


telaş sardı güçsüz bedenimi
sadakatsiz dokunuşlarındı belki acizane olan

düşlerimdeki bulutlar nereye gider..
tıkandım hayallerimdeki görünce gerçeklerimi
belki dönmemecesine çekip gitmeliyim
kızıl kıyamet kopmuşcasına ..
geCenin karalığındaki istikrarlı sevgi
derinlere sürükler belki kükürtlü kalemindeki gibi

telaş için kükürtlü kalemimi aldım,
dönmemecesine, istidirye kabuğunun üstüne çıkı, başladım cenin çizmeye...
durdum durdum,
ve tekrar durdum durdum...
tıkandım!
dönmemecesine, gezgin bulutların nereye gittiğini merak edercesine...
sadakatsizce,
tıkandım!

kızıl kıyamet gözlerinde kopmaktaydı..
tıkandım!

cenin in çarpıntıları hissedişi gibi...
telaşla, gülümsedim: )

Gecenin bir vakti
Tıkandım yine
Kalktım etrafı gözledim
Gözlerimi parlak ışıktan alamıyordım…
Baktım gökyüzüne
Havada tatlı bi telaş vardı
Güneş kırmızı aksiyle
Bulutları seyrediyordu
Dedim ki peki bulutlar nereye gider
Kime giderler dönmemecesine
Düşündüm
Nedense seni hatırlattı bana
İstikrarlı,
Sadakatsiz tavırların,
Acizane sözlerini
Kükürtlü kalemime yazdım
Şimdi ceninden geriye kalan
Ruhu geride kalmış bir soyka
İstiridye kabuğunun içindeki derin gezgini düşlüyor
Sezgileri tekrar tekrar harekete geçti

Bu gün dağların ardından telaşlı bir güneş doğdu
Açmaya korkar gibi,
Ben açığa çıkarsam,
Bulutlar nereye gider diye,
Döndü derin tepelere,
Çok fazla indi,
İndi dönmemecesine,
Bir daha bulutlara,
Batarkenki kızıl kıyamet anlarını yaşatmayacaktı,
Islaklığı hissedene kadar indi,
Suyu hissdene kadar,
Dumanlar saçtı etrafa,
Bir istiridye çıktı karşısına,
Cenin kadar saf,
Yarı şeffaf,
Tuhaf,
Tek bir kızıl kıskaç,
Küle dönüşüyordu acizane güneş,
Sonra sadakatsiz bir parça koptu,
Soyka gibi,
Terk etti güneşi,
Sezgiler yetmiyordu,
Ateşini yitiriyordu,
İstiridyeye yaklaştıkca,
Boğuluyordu,
İstikrarlı bir biçimde,
Kendi kendine,
Canı yanıyordu,
‘’tıkandım’’ dedi kendi kendine,
Yoruldum…
Geri dön gökyüzüne,
Bulutlardı onu çağıran,
Yokluğunda üşüyorlardı,
Donuyorlar, ağlıyorlar,
Yağmur damlalarını denize serpiştiriyorlardı,
Gezgin güneş karar verdi,
Bulutların yanıydı onun evi,
Çıktı tekrar tepelere,
Bir daha da dönmedi geri…